Ksenofon'un gözcülerinin getirdikleri haber pek sevindirici değildi. Uzaktaki nehir kıyısında atlılar toplanıyormuş... Bir süre sonra Ermenileri gördük. Aralarında, Mardianlar ve Kaldeliler de vardı. Onlar da biz Yunanlılar gibi özgür paralı askerlerdi. Kaldeliler çok ünlüydüler. İskitler kadar korkulurdu onlardan. Orda süratle nehre doğru yürüdü... Suyun içinde zırhlarımızla rahat hareket edemediğimiz için akıntıya kapılma tehlikesiyle karşılaşıyorduk. Zırhlarımızı çıkarıp başımızın üzerinde taşımamız da mümkün değildi. Çünkü karşı kıyıya çıktığımızda ok ve taş yağmuruna tutulabilirdik. Askerler bundan dolayı iyice uzaklaşmadan geri döndüler. Nehrin arka tarafındaki tepeleri de Kürtler kaplamıştı. Durumumuz giderek kötüleşiyordu. Geri çekilmemiz de mümkün olmayacaktı artık. İki düşman ordu arasında sıkışıp kalmıştık.