Bu kitaptaki yazılar insanların hayatını kuşatan, onlara seslenen, çoğu kez de yakalarına yapışan sorunlardan birkaçına el değdirmek istiyor. Nasıl oluyor da insanlar, hesabını bilgiyle hiç veremeyecekleri konularda bilgi adına kesin savlar öne sürüyor? Bunu yaparken asıl istedikleri nedir? Mutlak başlangıç, mutlak son, ölüm ötesi dünya bilgi dışı kurgulardır, ama bu kurguların içi anlam vermelerle, süslemelerle doludur hep. Anlam süslemelerinin yaşamaya hizmeti nedir? İnsanlar yalnızca toplu yaşamakla kalmıyor, özgür ve daha özgür toplumlaşma için çaba gösteriyor. Toplumlaşmanın çekirdeği siyasallaşma. Birleşik insanlığı istiyorlar ama kuramıyorlar. Neden? Teknoloji hem yaşatıcı hem öldürücü. Bu çift kutupluluk insana özgü mü? Öyle ise gelecekten umudu kesecek miyiz, gene de besleyecek miyiz? Toplumumuz bilime niçin yabancılık çekiyor? Bilim kültürün özsel öğesi. Bilime açık gözle dünyaya bakış yüzyıllar öncesinde bizde var ve bilim daha o zaman örgütlenmiş. Cumhuriyet bu yolda önemli atılımlar yaptı. Bugün neden güdük kalmış durumda? Bilimi baştan sona yeniden örgütleme cesaretimiz neden yok? Kültür derimizi, dilimizi, özenle giyiniyor muyuz? Bu sorular daha kısada sorulur, daha uzun da. Hangi pencereden baksak onları görürüz. Belki onların da bize baktığının farkında değiliz. Farkında olmak için sürekli sormak gerek.